Teknoloji ürünlerini kullanırken de sınıf farkı olur mu demeyin. Dijital dünyada artık her platformun sizi reklama boğan, bazı kullanımları kısıtlayan ücretsiz haliyle reklamsız tüm özellikleri sunduğu ücretli versiyonları var.
Bunun adı + pro/premium/plus/gold vs. değişse de mantık hep aynı. Paran varsa Youtube’u reklamsız kullanabiliyor, videolarda reklam görmüyorsun. X (twitter)da istediğin uzunlukta tweet atabiliyorsun. Instagram’da mavi tık alabiliyor, Tiktok’ta reklamları pas geçebiliyorsun. Tabi yakında bu modelleri tüm platformlarda görmek mümkün.
Hali hazırda kira, elektrik, su, internet, mobil telefon, doğalgaz, faturaları ile cebelleşirken bu dünyada aylık nasıl bir fatura döngüsüyle boğuşabilir insan bilmiyorum. Bunun Google Drive’ı icloud’u Netflix’i Disney’i sayamadığım birçok şey daha var. Artık dijital dünyada da sınıf farkları gün geçtikçe belirginleşmeye ve ayrışmaya başladı. Sanırım bu sınıf farkları tarihin diğer çağlarından çok daha çetin olacak. M.Serdar Kuzuloğlu’nun Oksijende’ki köşe yazısından alıntıyla anlamlı hale gelecek bu yazıyı bitirmek istiyorum.
Tarımın hüküm sürdüğü feodalizm çağında egemen sınıfı “toprak sahipliği” belirliyordu. Endüstri devrimiyle birlikte toprağın yerini makine, fabrika ve demir yolları; yani sermaye aldı. Teknofeodalizm düzenindeyse bulutta çalışan bilişim sistemlerinin sahipleri egemenliğini ilan etti. Üretimle biriken sermayenin (kapitalin) yerini, komisyonculuktan elde edilen rant aldı.
Kaynak. M.Serdar Kuzuluğlu – Oksijen Gazetesi
