Ad image

Sosyal medyadan terki diyar eyledim.

ahmetakdel
By
4 Min Read

Sosyal medyadan terki diyar eyledim.

Uzun süredir yapabilir miyim? diyordum kendi kendime. Sosyal medya hesaplarından kopabilir miyim? İnternete ara verebilir miyim? Oynadığım oyunları, takip ettiğim haber ajanslarını bırakabilir miyim? Samimi söylüyorum istedikten sonra oluyor.

Öncelikle cep telefonumdaki tüm uygulamaları kaldırdım. Cep telefonumu sadece arama, mesajlaşma gibi temel ihtiyaçlarım için kullanıyorum. Balangıçta baya bir zorlandım. Gereksiz yere birkaç kez telefonu elime aldım. Elime alır almaz parmaklarım farkında olmadan ekranda sosyal medya ikonlarının olduğu yerlere gitti. Ne kadarda alışmışız.

İnterneti ve sosyal medyayı terki diyar eyleyeli 21 gün oldu. Neler mi değişti hayatımda?

1.Sevdiklerime vakit ayırdım.

Eşime, aileme, dostlarıma, arkadaşlarıma sosyal medyada harcadığım zamandan daha az vakit ayırdığımın farkına vardım. Bu belkide bencilliklerin en kötüsü. Hayatta en çok kıymet verdiğimi düşündüğüm insanlara hak ettiği değeri verememek onlara ilgi göstermeyip görmezden gelmek içler acısı. Telefonu elimden bıraktığımda başka hiçbir şeyle meşgul olmadan, onlarla birlikte olmanın verdiği mutluluğu tattım. Ne bir whatsapp bildirisi ne de bir teknolojik uyarıcı olmadan.

[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]En son ne zaman yaptınız bilmiyorum ancak hani eskiden kış günlerinde sobanın başında bütün aile toplanırdık. Gözlerimizin içine bakarak karşılıklı sohbet eder soba ve üzerinde demlenen çayla ısıtırdık gönüllerimizi. Cep telefonu, sosyal medya olmadan sevdiklerimle iletişim kurmak işte o günleri hatırlattı bana.[/box]

Zira internetin olmadığı o günleri hatırlayan son neslin çocuklarıyız. Bizden sonraki jenarasyon internetin içinde dünyaya geldi.

2.Duygularımı, düşüncelerimi, yaşantımı paylaşma kaygısı olmadan “o anın” keyfini çıkartarak yaşadım.

Telefonsuz geziye çıktığımda güzelliklere odaklanabildim. Seyretmenin tadını çıkardım. Sokaklarda yürürken mevsimlerin değişiminin farkına vardım. Arkadaşlarımla zaman tünelinde ne paylaştıklarını umursamadan muhabbet etmenin keyfine vardım.

Dinlenmek, keşfetmek için gittiğimiz gezilerden fotoğraf çekip paylaşacağız diye güzellikleri kaçırıp strese girerek geri dönüyoruz. Okuduğumuz kitaplarda duyguları yaşamak yerine 3-5 cümleyi paylaşıp arkadaşlarımızın beğenmesini bekliyoruz. Dostlarla bir araya geldiğimizde göz göze sohbetin keyfini bırakıp bir araya geldiğimizi cümle aleme duyurmaya çalışıyoruz. Yediğimiz yemeğin bile tadına varmadan birilerine gösterme gayretine giriyoruz.

Mutluluğu, huzuru sosyal medya paylaşımlarımlarımızda ve onlara gelen tepkilerde arıyoruz. Halbuki bizi daha mutsuz ve duygusuz tek tip insanlar haline dönüştürüyor farkında değiliz. Yaşadığımız anı facebook’ta arkadaşlarımızla paylaşmadığımızda kendimizi daha önemsiz hissetmeyelim. Duyduğumuz bir haberi twitter’da yazmadığımızda bir eksiklik olmasın içimizde. Gördüğümüz güzellikleri instagram’a koymadığımızda üzülmeyelim. Yediğimiz yemekler daha tatsız yaşadığımız hayatlar daha duygusuz olmasın bu yüzden.

3.Vaktimin kıymetini anladım.

Kitap okumaya ne kadar çok vaktim olduğunu farkettim. Günlük okuduğum kitap sayfası 4 katına çıktı. Birçok blog yazarının dert yandığı yazarlığa daha çok vakit ayırmaya başladım. Günlük okuduğum gazete ile haber ajanslarını takip etmeden gündemin gerisinde kalmadığımı anladım. Kendimi geliştirmek, yabancı dil öğrenmek, sınavlara hazırlanmak için yeterli zamanım olduğunu gördüm.

facebook_zaman_tuneli
                                        Facebook Zaman Tüneli

Gayya kuyusuna benzettiğim sosyal medya hesaplarının zaman tünellerinde aslında ne kadar gereksiz vakit harcadığımın farkına vardım. Facebook, Twitter, Instagram derken günlük 60 dakika haftalık 420 dakika aylık 1680 dakika yani yaklaşık koca iki gün arkadaşlarımın neler paylaştığını görmek için cep telefonumda  fütursuzca aşağı doğru inmeye çalıştım. Bir daha asla geri getiremeyeceğim en kıymetli şeyi, vaktimi çaldığı için bana maliyeti ağır oldu.

Teknoloji geliştikçe hayatı kolaylaştırıyor ancak medeniyeti ilerletmek yerine insanlığa hiç olmadığı kadar zarar veriyor. Niyetim felaket tellallığı yapmak değil. Ancak bu şekilde devam edersek sosyal medyada hiç olmadığımız tek tip insanlara dönüşeceğiz. Ne idüğü belirsiz, niyetleri iyi-kötü bilmediğimiz şirketlere, tarihin en acımasız pazarlamacılarına hayatımızda olup biteni filtresiz ve hesapsızca vermenin bedelini elbette ödeyeceğiz.

Elbette internet ve sosyal medyayı kullanmaya tekrar başlayacağım lakin bu eskisi gibi olmayacak. Sizde ara sıra teknolojiye ara vererek hayatınızı değiştirebilirsiniz. Eğer sizde ara verdiyseniz hayatınızda meydana gelen değişiklikleri yorum kısmında belirtebilirsiniz.

Share This Article
Leave a Comment

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *