Facebook mu Google mı?
Teknoloji ve internet şirketleri arasında her dönem güç savaşı olmuştur. Bu kapitalist sistemin doğurduğu sonuçlardan biridir. Yahoo ile Microsoft Apple ile Microsoft, Google ile Microsoft Amazon ile ebay uzun yıllar birbirleriyle yarışmıştır. Kimileri bu yarışın dışında kalmış bazıları da [amazon gibi] sessiz ve derinden ilerlemiştir. Ancak konu internet olunca herkesin ilk aklına Google gelirdi. Genellikle internette gelecek teknoloji trendlerinin içinde yer alan yenilikleri yönlendiren şirket oldu. Ta ki facebook bu gücü elinden alıncaya dek.
Bir zamanlar internet eşittir Google’dı.
İnternetin varlığıyla yaşı hemen hemen aynı olan Google bile Facebook’un yükselişini önleyemedi. 2004’te Orkut, 2011 yılında pazara sunduğu Google Plus denemeleri başarısızlıkla sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl Orkut kapandı. Google Plus ise “hayalet kasabası” olmaktan öteye geçemedi. Seo işiyle ilgilenenler olmasa belki de şimdiye kadar Orkut’la aynı kaderi paylaşacaktı. Eskiden bilgisayarlarımız Google’a girmediğinde internetin olmadığını düşünürdük. Şimdi mobil cihazlarımız facebook’a bağlanmadığında internette bir sorun olduğunu veya paketimizin bittiğini düşünüyoruz. Peki Facebook bu dönüşümü nasıl lehine çevirdi. Google’ın elinden vizyoner, gelecek trendleri belirleyen ve yönlendiren şirket olma özelliğini nasıl aldı?
Facebook nasıl dünyanın en büyük sosyal ağı oldu?
Önceden internetle ilgili işlerimizi bilgisayarlardan [windows/linux/macOs] işletim sistemleriyle yapardık. Cep telefonlarından konuşma, mesajlaşma ihtiyaçlarımızı giderirdik. Nasıl Apple ilk dokunmatik ekran devrimiyle bilgisayarları elimizdeki küçük dokunmatik ekranlara dönüştürerek işletim sistemlerini birbirine yakınlaştırdı hatta farkları ortadan kaldırdıysa Facebookta mobil [cep telefonu] çağını tüm internet şirketlerinden önce öngördü. Web sitesini, uygulamalarını, yatırımlarını mobile göre yaptı. Ayrıca dünyada hiç bir internet şirketinin elinde olmayan kullanıcı gücünü çok iyi yönlendirdi. Herkesten önce bu kullanıcılardan, oluşturdukları verilerden, facebookta geçirdikleri her dakikadan gelir elde etmeyi başardı. Twitter ile aralarındaki en temel farkta bu bence.
Facebook’un diğerlerinden farkı ne?
Facebook sadece gelir oluşturmadı tabi ki. Big data sayesinde kullanıcıların zamanla alışkanlıklarının nereye kaydığını ön görmeye başladı. İnsanlar facebookta eski arkadaşlarını bulup onlarla içerik paylaşmaktan resim paylaşmaya yönlendiği vakit instagram’ı satın alarak görsel sosyal medya alanında vizyoner olduğunu kanıtladı. Mesajlaşma uygulamalarının popülerliğini öngörüp biraz da paraya kıyarak en popüler mesajlaşma uygulaması whatsAppı satın aldı. Whatsapp’ın aktif üye sayısı kullanıcı alışkanlıklarını öngörmek adına ödediği paradan çok daha değerliydi. Video formatının popülerleştiği dönemde video güncellemesiyle youtube ile yarışabilecek video izlenme sayılarına ulaştı. Facebook’ta sayfaları ve grupları yayına alarak forumların elindeki üyeleri topladı. Forumlar eski görkemli günlerini mumla arar hale geldi. Hazır e-ticaret platformlarının yaygınlaşmasını, instagram, whatsapp, facebook grupları üzerinde dönen ticareti gördü market ve dükkan özelliğini devreye alarak kullanıcılarının facebooktan çıkmadan alışveriş yapmalarını sağladı. Eğer yaygınlaşırsa belki de ilerde e-ticaretin tanımını değiştirecek. Takım içi mesajlaşma ve kurumsal iletişimi düşünerek yayına aldığı Workplace ile slack’a rakip oldu. Messenger uygulaması gün geçtikçe büyüyerek platforma dönüştü. Oculus ile sanal gerçeklik ve nesnelerin interneti alanına giriş yaptı.
Facebook satın mı alıyor kendi içinde startup mu kuruyor
Facebook’un yaptığı satın almaları incelerseniz ne yapmak istediğini daha iyi analiz edebilirsiniz. Facebook sadece yetenek satın alması yapmıyor. Satın aldığı startupları ve şirketleri kısa sürede facebook ekosistemine entegre ederek dijital dünyadaki varlığını daha da güçlendiriyor. Bunu yaparken bazen startup satın alarak iş zekasını bünyesine katıyor. Bazen de milyon dolarlık şirketleri satın alarak big data ve kullanıcı alışkanlıklarına yatırım yapıyor. Yahoo, Microsoft, Google ve Twitter’ın da bu tarz satın almalarına şahit oluyoruz ancak Facebook kadar hızlı aksiyon alamadıkları için uzun vadede satın almaların şirkete olan katkılarını öngöremiyoruz. Facebook satın aldığı her startupu veya şirketi facebook bünyesinde yeni bir girişim olarak internet dünyasına kazandırıyor. Bunu yaparken dolayısıyla birçok internet şirketine de rakip oluyor. Tabi ki bu sırada snapchat örneğinde olduğu gibi başarısız olduğu dönemlerde oluyor. Ancak bunlardan kesinlikle önemli dersler çıkartıyor. Girişimciler için en önemli dönütlerden biri olan tecrübeyi en az zararla kendi içinde kazanmış oluyor. Böylelikle startup ruhunu, girişimcilik heyecanını hiç kaybetmiyor.
Facebook için kullanıcılar altın yumurtlayan tavuk
Mevcut kullanıcılar Facebook için önemli. Ancak hala dünyanın yarısından fazlası facebook’u kullan[a]mıyor. Afrika ve Asya’nın fakir ve internet erişiminin olmadığı/kısıtlı olduğu bölgeler var. Facebook bu ülkelerde fırsat eşitliği sağlamak için su/yiyecek gibi herkesin temel kullanma hakkı olarak düşündüğü interneti internet.org projesiyle yaygınlaştırmaya çalışıyor. Tabi ki hayır amaçlı gözüksede Facebook’un gerçek amacı dünyada daha çok insana facebook kullandırmak. Böylece kullanıcılarından sağladığı geri dönüşlerle insan davranışlarını öğrenerek yeni teknolojileri herkesten önce piyasaya sürmek.
[box type=”shadow” align=”aligncenter” class=”” width=””]Dünyada 7 milyar insanın her gün facebook kullandığını alışkanlıklarını, beğenilerini, davranışlarını, karakter özelliklerini nerelerde kullanıldığını bilmeden ücretsiz olarak facebook’a verdiğini düşünsenize! Bu verilerin [Big Data] işlenip kullanılması insanlık yararına olursa iyi. Lakin en iyimser haliyle pazarlamada bile kullanılması her yerde reklam gören biz kullanıcıları rahatsız ediyor. Birde bu devasa gücün devletlerin veya niyeti farklı mecraların eline geçtiğini düşünün! Onun için facebook kullanırken dikkatli olmalıyız.[/box]
Her çağın bir popüleritesi var
Popüler kültür her zaman tüketecek bir şey bulmuştur. Facebook’un popüleritesi de bununla ilgilidir. İnsanlar popüler şeyleri tüketip doyuma ulaştıktan sonra yeni arayışlar içine girebilir. Bu popülerlik 1-2 yıl gelip geçici de olabilir 10 yılda sürebilir. Bir zamanlar Myspace, forumlar, msn vardı şimdi onların yerine başkaları var. Ortada bir gerçek var Facebook internetin yeni efendisi. Google’a giremeyen bilgisayarda internetin olmadığı düşünen bir toplumdan sabah uyanınca elini yüzünü yıkamadan Facebook profiline gözatan topluma dönüştük. Hayatımızı kuşatan akıllı cihazların gücünü arkasına alan Facebook mobilde tartışmasız 2015 yılının en karlı şirketlerinden biri. Instagram, Whatsapp, Messenger gibi uygulamaların her biri birbirinden bağımsız platformlara dönüşürken Facebook mu Google mı? sorusu önümüzdeki günlerde gündemimizi fazlasıyla meşgul edeceğe benziyor. Ancak eldeki veriler önümüzdeki yıllar Facebook’un lehine gözüküyor. Her ne kadar birbirlerine rakip görünselerde en büyük teknoloji şirketleri birçok alanda birbirleriyle işbirliğine gidiyor.
Diğer Teknoloji Şirketleri Ne Yapacak?
Microsoft’un Linkedin satın alması Google’ın arama sonuçlarında fiyat karşılaştırması, film tavsiye etmesi, twitterın canlı yayın, moments özelliklerini devreye alması, teknoloji şirketlerinin önlem almaya yönelik yaptığı bazı çalışmalar. Ancak tüm dünyada büyük teknoloji şirketleri genellikle müzik, haber, içerik, nesnelerin interneti, yapay zeka, big data, otonom araçlar, makinalar, robot, uzay, endüstri devrimi alanında iş ortaklıkları, satın almalar yapıyor. Bu da teknoloji futuristlerinin
Gelecek teknolojileri insan ihtiyaçları [kullanıcılardan/müşterilerden alınan geridönüşler] ve kendi yaptıkları yenilikler, vizyonları yönlendiriyor inovasyon yine kullanıcılarda ve kendilerinde tezini doğruluyor.
Bakalım ilerleyen yıllarda teknoloji şirketleri arasındaki bu mücadele paylaşımlı olarak devam edecek mi? Yoksa her alanda tekelleşen ve birilerinin hizmetine girmiş şirketlere mi dönüşecek bekleyip göreceğiz. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?